
Her insanın birden çok tanrı tasavvuru olduğu düşünülürse , dünyadaki insan nüfusundan fazla tanrı tasavvuru vardır.Ama hiçbir tasavvur tanrının kendisi değildir.Dolayısyla bu tasavvurlar hakkında etik ya da epistemolojik bir düzlemde hüküm vermek yerine onları ve toplumsal etkilerini olduğu gibi incelemek daha doğru görünür.
Amacımız Tanrı tasavvurları ile siyasal alan ve özellikle devletin biçimlenmesi arasındaki irtibatı ortaya koymak ve bu irtibatın insanlık tarihi üzerindeki etkisini gözlemlemektir.
İnsanlık tarihi içinde en büyük hareket unsuru, zihinlerde yerleşlmiş olan teolojik ve kozmolojik ön kabullerdir. Bu eser içinde, beş kadim medeniyetin önemli tasvirlerini ve inançlarını inceledim.
Bu alanda yazılmış olan yalnızca siyasal yahut yalnızca kozmik eserler vardır.Ancak bu kitap, metafizik ile fizik aleminin ortak alanı olan “insan zihni” üzerinde çalışılmış, multidisipliner ve yepyeni bir çalışmadır.